19 Ocak 2013 Cumartesi

Turnover'ın mı var derdin var


Biri gelir biri gider. İşte Türkiye'de maalesef şirketler açısından son yıllarda personel değerlendirme kriteri bu anlayıştan bir türlü kurtulamıyor. Turnover denilen bazı sektörlerde çok fazla etkili olan bazı sektörlerde ise pek önemsenmeyen bir bela var.

Sürekli kurumsal bir yapı teşkil etmenin öneminden bahseden firmalar ve yöneticileri Turnover olunca savunmaya geçerler. Aslında bu yapılması gereken savunma olmamalı yapılması gereken sebeplerini irdelemek olmalı.

Bir çok iş yeri daha baştan çalışan işe girerken Turnover'a ortam hazırlar. İşe alım sürecindeki aksaklıklar tuhaflıklar kişinin işe girse dahi ilk izlenimini etkiler. Hani ilk izlenim çok önemli ya

İş görüşmesi sırasında çalışana verilen bilgilerdeki eksiklik ya da tutarsızlık bir yerde yanlış bilgilendirme hayal kırıklıklarına davetiye çıkarır. Örneğin kariyer imkanı uzun bir zaman dilimi gerektiren bir iş tanımını siz kişiye farklı sunarsanız firmanız için iyi bir şeyler yapmış olmazsınız.



Burada öncelikli değinmek istediğim durum. İşin tanımının yüzde yüz anlatılmamasından kaynaklanan Turnover konusudur. Bir çok firmamız maalesef ya çalışan ihtiyacının aciliyetinden ya da farklı sebeplerden bunu yapmaktadır.

Net anlatılmayan bir iş tanımı kişiyi çalıştığı dönemde işten soğutur. Siz ona tabi bunları da yapacaksın şunları da yapacaksın derseniz kişide acaba ilerde yeni neler çıkacak beklentisi ve karamsarlık oluşur.

İnanın o kişi firma da böyle düşünen tek kişi de değildir. Karamsarlığın en önemli özelliği hemen dağılması herkese nufüz etmesidir. Ne demiş atalarımız Kara haber tez yayılır.

Turnover'a sadece personelin açısından bakan anlayış yanlıştır. Bizzat yöneticilerin belli zamanlarda çalışan memnuniyeti için çalışmaları gerekir. Bu da öyle 10 soruluk garip anketlerle olmaz. Birebir olarak çalışanla yapılacak söyleşiler yöneticilere büyük ipuçları verebilir.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder